top of page

Anadolu'da

Anadolunun kadim sahipleri Ahlat ağaçlarına...

İnsanın varoluşuna dair anlayışımız Anadoluda bir kalıp haline gelen bir deyimle tarif edilebilir.

‘’Yalnızlık Allah’a mahsus’’

Fikrinden öteye gidemedi Anadolu.

Yaşadığımız metropollerde bile şahsi meskenimiz yalnız kalma arzusu üzerine kuruldu. Toplumdan tüm bağını koparmak reddesine ulaşan tecrit durumunun anlaşılır sebepleri bir çeşit meczupluk olarak görülmesi çokta şaşırtıcı değildir.

Anadoluyu oryantal bir bakış atmak, entellektüel kaygıya düşürüyor misafiri.

Anadoluya çeşitli sebeplerden gelmiş ve kalmak yada gitmek arafında kalan insanların öyküsünü barındırıyor Anadolu. Uğrak bir geçiş durağı haline dönüyor.

Bu durum birçok romana ve filme konu olmuştur.

Misafir olmak söylemi  Anadolu daki zorunlu görev süreçlerini incelemektedir. Anadolu kırsalında bölgeye gelen bir memura siz misafirsiniz denir. Çünkü onun tekrardan gideceği bilinir.

1970 sonrası Türk sineması göç filmlerinde kırdan şehre göç’ü konu alır.  Bu durum 1980 ve 2000 sinemasında tersine göç durumuna götürür yönetmeni. Bu oryantalist bir bakışın dışında özüne dönmek olarak değerlendirilebilinir.

1950 sonrası Anadoludan büyük oranla göç alan metropoller bu durumu özetler durumda. Göç eden aileler kendi kültürlerini metropollere taşımak isteselerde bunda yeteri kadar başarılı olamadılar. Ve bu durum daha da kötü bir hal almaya başlar. Genç kuşağın iki kültür arasında sıkışmasıyla kültür karmaşası sorunsalı oluşur.

bottom of page